28 Ekim 2012 Pazar

***SEN****

Sen buruk bir hatırasın gözlerimde,
Bir yağmur damlası ruhumun üzerinde
Sen bir evresin hayatımda
Bir yokoluş abidesisin sen...
Sonbahar akşamlarının rüzgarı,
Kış gecelerinin fırtınası,
Mevsimlere dokunan hayalimsin..
İsmini bilmiyorum,sesini duymuyorum
Sen bazen doğu,bazen batısın
Bazen ateş ,Bazen su olursun..
Sana ulaşmak zor,dokunmak imkansız
Sen gerçekleşmesi en zor hayal
Ama görülebilecek en güzel rüyasın..
Belki harfler kelimele tükenir anlatmaya
Ama sen  ne bitersin ne tükenirsin..
Sen benim için bir yudum abı-ı hayat
Yada kor gibiyken serinleten çağlayansın..
                                                                        Sen son nefesimde,Son saniyemde dudaklarımdasın..

Yağmurda ağlayan bir çift göz,
Veya kırık bir kalbe söylene bir söz
Sensin beni durup dururken güldüren..
Sıcacık bir söz,tatlı bir bakış senden 
Hep masum hep kırılgan hep,Hep düşüncelisin
Sen belki yaratılan en farklı kişisin benim için..
Sadece sesin bile yaşama döndürür..
Fulya çiçeklerinin kokusu sensin
Uğrunda yoluna dökülebileceğim tek kişi Sen..
Seni anlatmakla bitiremem biliyorsun..
Bana verilebilecek en güzel hediye Sen ..

Hayatımı tamamlarken yine dudaklarımda Sen ve Sen...

ASLI Y.




 P.S:
 Bu yazı\şiir 25.10.03 tarihinde yazılmıştır.
 Edebi olarak çok harika ve kusursuz sayılmasada
 Kusurlu  bir sevginin kusursuz olarak yazıya dökülmüş halidir.
Farkettiğim yerler olduğu halde hiçbir düzeltme yapmadım.
Eskisi gibi yazıldığı gibi kalsın istedim.18 yaşında bir kızın tamamen
samimi bir şekilde döktüğü şekilde... ASlı Y.




Yorumlarınızı Bekliyorum ;)

24 Ekim 2012 Çarşamba

STAY... Bir film hatıırlıyorum..

Aslında "Kal" ama "Gitme" diye çevrilmiş harika,karmaşık ve
oldukça hüzünlü bir film.
Ya benim izlediğim dönemdeki ruh halimden dolayı yada
gerçekten filmin böyle bir etkisi olduğu için izlerken baya bir ağlamıştım :)
Film aslında yeni değil senesini şuan hatırlamıyorum.
Bir psikiyatrın ( Ewan McGregor)   hastası olan adamla aralarında geçen olaylar gibi gözüksede filmin sonunda aslında yaşamla ölüm arasında kalmışbirinin halüsinasyon,rüyaların artık ne derseniz deyin.
 Ryan Gosling.. Bakışlar okadar kederli okadar canı acıyormuş
gibi bakıyorki ister istemez gözleri doluyor inasnın .
Kazadan sürekli olarak kendini sorumlu tutması ve kız arkadaşı hatta nişanlısıydı sanırım dans ederken izlemesi çok dokunaklıydı.
Hani bazen bizde deriz ya saniyeler içinde koca bir senaryo yazdım kafamda falan diye tamamen bu söyleme uygun bir film :) Yani aslında geçen olaylar dakikalar içinde ölümün kıyısındaki bir adamın gördükleri..
Beni asıl vuran sahne psikiyatr  (Ewan McGregor) adamın peşinden gidiyor kendini suçlu hissedip intihar etmeyi düşünüyor çünkü.Yani Henry aslında ölümle savaşmayı bırakıyor,kendini ölüme bırakma kararı alıyor ve McGregor onu ikna etmek için yanına,köprüye çıkıyor tam konuşmayı hatırlamıyorum ama ona "Etrafına bak!! Bu bir rüyaysa bütün Dünya içinde" diyordu . Bu uzun süre benim favori sözüm olmuştu :)
Konuşma ilerlerken  Henry gözleri yaşlı bir halde "Biliyormusun O kadar acı veriyorki... Keşke bunu görmeseydin " diyor ve sıkıyor kafasına .. Ben de orda kopuyorum zaten hüngür müngür falan :D
 Aslında sadece ölüyor.. Teslim oluyor..
 Filmin başını sonunu hep anlattın diyebilirsiniz ama merak etmeyin birşey kaybetmediniz hatta film sondan geriye sardığı için ön bilgi olması işinize yarayacaktır.
Çok kolay anlaşılabilen bir yapım değil açıkcası ama bende çoook derin izler bırakmıştı.. Hatta beni ağlatan 2 filmden biridir. Diğeride Kayıp Nişanlı :)

Eğer izlerseniz lütfen yorumlarınızı belirtin çok memnun olurum..
Hepinize iyi seyirler..
İyi geceler :)














Yorumlarınızı Bekliyorum ;)

19 Ekim 2012 Cuma

Ölü Ruhlar Ormanı... Jean-Christophe GRANGE..

Evet evet kabul ediyorum bu yazar bende bağımlılık yaptı :)
Ama ne yapayım okadar kitap okudum en süperinin King olduğunu düşünüyordum yani tabii ki
aralarında çok büyük farklar var..Mesela King genelde hatta her zaman doğaüstü güçlerle ilgili yazar yani Supernatural ;)
Ama Grange tam tersi tüm kitabı okurken dehşete kapılırsınız,korkarsınız,gece sesler mi duyuyorum diye
paranoyaya bağlarsınız  o derece yani ama işin sonunda herşeyin mantıklı bir açıklaması olduğunu görüp şaşırırsınız :)
Şeytan Yeminini okurken "tamam bu kesin şu exorzist tarzı birşey yani kesin şeytan var ortada " ama hayır...
Herşey tamamen kimyasal maddelerle,kostümlerle,iyi uygulanmış dekorla alakalıymış :!
Bu kitapta yine aynı şey var .Şahsen okurken zaman zaman bulantı yaşamadım değil sonuçta yamyamlık takıntısı olan bir katilin peşindeler.
Bir önceki okuduğum kitabı koloniyse beni benden etmişti yani :O
İnanılmaz bir hayal gücü,ianaılmaz bir coğrafya bilgisi ve kütüphane gibi bir bilgi birikimi.
Sadece bendemi oluyor bilmiyorum ama acaba okuyanlarda "Bu olaylar gerçekten olmuşmudur acaba" diyorum :)
Sözün kısası efendim daha fazla kopya vermeden özetlemek gerekirse izlediğiniz korku filmleri,gerilim romanları hepsini bir tarafa bırakın.
Sizi gerçekten sarsacak "Madre Dios" dedirtecek bir senaryo istiyorsanız bildiğim en iyisi bu yazar ve kitapları..:))

Herkese iyi günler dilerim :)

















Yorumlarınızı Bekliyorum ;)

17 Ekim 2012 Çarşamba

Gece Yarısını 4 Geçe... Stephen King..

 Korku-Gerilim romanları sevipte bu KRAL'ı tanımayan yoktur. Gerçi geçenlerde bir psikoloğa gitmiştim işte oturduk sohbet (!) ediyoruz falan :) konu kitaplardan açıldı ve bu yazarı tanımadığını söyledi !!
Nasıl olur yahu üniversite bitirmiş biri nasıl tanımaz ?
Yoo yanlış anlamayın bunun diplomayla alakası  yokta ne bilim yani bu
Dünyanın yuvarlak olduğunu bilmemek gibi birşey geldi bana :)
Abartıyor olabilirim de tabi ama şaşırdım hemde çok :)
 Görsel
Neyse bu kitabı 2. el kitapçıdan aldım basım tarihi 1991 yani King'in kendi tarifiyle daha yolun başındayken.
Gerçi bize kalsa adam daha bu kitapta dahi vermek istediği hissi gayet güzel veriyor ama kendini hiçbir zaman "ben süper bir yazarım " havalarına sokmayan biri. Özellikle onun Yazma Sanatı isimli kitabını okursanız sanki birebir sohbet ediyormuşusunuz kadar eğlenirsiniz.(bunu çok isterdim tabii :))
Kitabın tek bir hikayeden oluştuğunu sanıyordum ama aslında 2 hikaye var.İlkini bitirdim ve 2. ye başladım.
Birde nedense çok çok çok sevmeme rağmen bu yazarın kitaplarını aldığımda hemen okumaya başlamak istemiyor canım sonra sanki birazda kendimi zorlayarak başladığım zamansa bitene kadar bırakamıyorum.. Garip yani değil mi :)
İlk hikayedeki konu güzel,etkileyici zaman zaman çocuklarla ilgili olduğu için sanırım acıklı geldi :S
Gece uyandım hala aklımda Kitaplık Polisiyle, Ardelia vardı. :)
İşte  öyle efendiiim yazmak daha istiyorum ama kitabın geri kalanını merak ediyorum diğer hikayeyi  yani.
Şimdilik bu kadar sizin hayalgücü sinemanıza bir senaryo daha önerdim ..
İyi Çekimler herkese ;)















Yorumlarınızı Bekliyorum ;)






12 Ekim 2012 Cuma

Açlık Oyunları..Hunger Games...



Nihayet sıra geldi bu filme :)

Öncelikle bu filmin kitabını okumadığımı belirteyim eğer okusaydım izlemezdim çünkü,sinema versiyonunu izlediğim kitaplarıda okumuyorum artık..
Bu beni Harry Potter serisinde ve Stephan Kıng'in MAHŞER adlı mükemmel kitabının sinemaya uyarlanarak haşatının çıkarılmasından sonra soğuttu. Harry Potter filmleri için birşey demeyeceğim her ne kadar kitapların  yarısı atlansada sinema uyarlamalarıda iş görür ,fena değil hatta büyü falan konu olunca görsele dökülmesi dahada cazip olmuştur.
Yine de bir kitap okurken insanın hayal gücüyle canlandırdığı mekanlar,tipler belki hiç bir filmde böyle gerçekci olmaz
Bunu söylememin nedeni de Emily Bronte'nin Uğultulu Tepeler kitabını okumuştum daha sonra tv de filmine rastladım..Benim okurken gözümün önüne gelen kişiler,evin kasvetli havası,kıyafetler kısacası benim hayalgücümdeki filme göre çoook farklıydı ama ben öylece kalmasını istediğim için izlemedim :)
Oda senin kaybın diyebilirsiniz :) Herneyse konu nereye geldi yahu :)
Açlık oyunları demiştik.Evet  film görsel açıdan epey zengindi öyle ki zenginler okadar zenginki makyaj yapmak değil direk boya küpüne düşmüşler :) şaka bir yana bir taraftaki yoksulluk sınırıyla zenginleri görünce arada uçurum olduğu farkı anlaşılsın diye yapıldığı açık.
Konu her ne kadar aksiyon ve ölümüne bir yarışla alakalı olsa bile açıkcası ben öyle çok bir kan,dövüş sahnesi,yani bir ölüm-kalım savaşı göremedim.
Başroldeki Katniss isimli bayanın şansı bayaaa açıktı yani. Sürekli saklanması,ekstra ilaç alması,bir yardımcı bulması vb..Tamam konu ezilen alt tabaka  ve insan hayatının harcabilirliği falandı ama son sahnedeki yaratık saldırılarına kadar pek bir hareket yoktu doğruya doğru !!
Gerçi  2. kitapta aksiyon,gerilim heyecan daha fazlaymış ve ikinci film 2013'de vizyona girecekmiş.Ateşi Yakalamak
Araştırdığım kadarıyla bu seri hikayeymiş ve bu ilk film oluyor.Eğer devam filmleri çekildiğinde ve hikaye sadık kalınır , hiç bir ayrıntı atlamadan  devam ederse he oazaman belki bir Harry potter yada Yüzüklerin Efendisi gibi hafızalara yer eder.
Diyeceğim ama gerçekçi olmam gerekirse ilk filmde öyle bir kült haline gelecek film tadı almadım ben.
Belli olmaz tabi bakarız olur. :))

Yorumlarınızı Bekliyorum ;)

11 Ekim 2012 Perşembe

***Kolay Değil İşte***

Yorumlarınızı Bekliyorum ;)

 
Yokluğunda kaybolurken,
etrafımda dönerken herşey,
Kolaymı sanıyorsun  adresi olmayan
 bir evi beklemek..
Kolaymı sanıyorsun nefesi kesilmiş
 bir  hayatı itelemek..
Kolaymı sanıyorsun ötelere selam söylemek,  
 bitti demek....



02.06.08
Aslı Y.

8 Ekim 2012 Pazartesi

***Belki de..***

 
Bilir gibi gözükürüz ama aslında sadece sürükleniyoruz..
Bir beklenti,bir ihtimal,bir umut...
Kimse görmez belki ama bir yerler kanıyordur,
Bir rüzgara bırakmıştır hatıralar kendini savruluyordur
Bir bilinmezlik gibi gözüksede;
sıkışmış bir ruhtur sadece...
Salıverilmeyi bekleyen..
Damla damla biriken tüm hayat burdadır.
Fazla uzağa bakmanıza gerek yok;
belki baktığımız yerde,
belki işittiğimiz bir seste,
belki de söylenen küçük bir sözde....



ASLI Y.






















Yorumlarınızı Bekliyorum ;)


Bana Esmeyi Anlat..Esip Geçmeyi Anlat...



Yorumlarınızı Bekliyorum ;)

***YAŞAM***

 
 
Hiçbir vakit tam karanlık değil gece,
Kendimde denemiştim ben,
Kulak ver dinle..
Her acının sonunda açık bir pencere vardır;
Aydınlık bir pancere..
Yerine getirilecek bir istek
Doyurulacak bir açlık
Cömert bir yürek..
Uzanmış açık bir el,
Canlı canlı bakan gözler vardır..
Bir yaşam vardır yaşam;
Bölüşülmeye hazır...

 
 
 
..Paul Eluard..

2 Ekim 2012 Salı

İtalyanca AŞK Başkadır... Maeve Binchy



 Yine aynı yazarla karşınızdayım :)

Dediğim gibi bu aralar hep aşk\macera tarzı kitaplar okuyorum.Aslında daha önce Geri Döneceksin isimli kitaptan bahsetmiştim ve ayrı ayrı yorumlamaya gerek görmemiştim ama bu sefer
okuduğum farklıydı diğerlerinden.
Öncelikle kitabı ilk alıp göz gezdirdiğimde arkadaki isimleri görünce ayrı ayrı küçük hikayelerden oluştuğunu sandım ama okumaya başlayınca aslında hepsinin bir bütünün parçaları olduğunu anladım ( Kaos Teorisi gibi;)
Hikayenin tamamında geçen isimlerin hepsi yeri gelince romanın baş kahramanı oluyor ve hpsini hayatındaki olaylar irdeleniyor.Bu açıdan bakarsak eğer ilk defa böyle bir hikaye katmanı okuduğumu söyleyebilirim.
Ama her zamanki tarzını koruyan yazar yine sağlam karakterli,güçlü kişilikli,yılmayan ve zorlukların üstüne üstüne giden kadın portresi çizmekten vazgeçmemiş :)

Yinede tüm hayatlarda rol alan Signora'ya hayran kaldım...
26 yıl !! başka bir ülkede!! bir başkasıyla evlenen sevgilisin peşinde İtalyada kalıyor !!
Bu nasıl bir aşk,bu nasıl sevgi,bu nasıl bir sabır !!
Evlenmesini,5çocuğunun doğumunu karısını hergün,hergün izliyor...
He hayran oldum çünkü kimse böyle birşeyi yapmaz artık .Şahsen ben aşkımdan ölsem yapmam :))


Toparlamak gerekirse çok çok çok hoş kitap daha tavsiye ediyorum sizlere..
şimdiden iyi okumalar sizlere..
 HOŞÇAKALIN ;)