11 Şubat 2013 Pazartesi

İki film birden **THALE** & **The Possession**

The Possession'la başlayalım.Daha önce fragmanını izlediğim merakla beklediğim bir filmdi.Supernaturalde Dean ve Sam'in babası olarak tanıyıp gönül bağı kurduğumuz ;) Jeffrey Dean Morgan ve The Closer'daki amir Kyra Sedgwick'in başrollerinde oynadığı,kalsik şeytan girdi çıkaralım filmlerinden biriymiş meğersem :)
Benim filmlerin altına yorum yazarken "ayyy ne saçma yaa tamamen vakit kaybı" diyeceğim topu topu 2 film olmuştu yüzlercesi arasından.En saçma gelebilecek bir filmde bile işin küçük bir parçasını dahi anlamak,mantığını bağlantısını kurabilmek gerekir bence.
Dediğim gibi hikaye tanıdık gelebilir ama bu tarz hikayeleri sevenler için gayet güzel.Önceki izlediğim Exorcist tarzı filmlerdeki şekil-şemal değişmesi,ağzın burnun yer değişmesi falan pek yok yani.Korku filmi sevip dozu az olsun diyenler için ideal :)) Bu arada saçma bir şekilde isim çevirisi Şeytan Tohumuna dönüştürülmüş artık nasıl bir mantıksa.Bu isimde bir başka film daha vardı yapım yılı daha eski.Yani eğer aratırsanız orjinal ismiyle aratın derim ;)



Gelelim Thale filmineee... Eğer herhangi bir siteye girip bir bakayım nasılmış derseniz yorumlara bakınca %85 hep vakit kaybı olarak değerlendirilmiş.Aslında bunda çevirinin kötü olmasınında etkisi büyük bence
Thale aslında Norveç mitolojisinde bulunan bir efsaneymiş.Buna göre oldukça güzel bir kadın olan Huldra bir kadın ve yine efsaneye göre ava çıkan yada ormanda dolaşan erkekleri baştan çıkarırmış ve o erkeklerden evlerine dönen olmazmış.Ama baştan söyleyeyim filmde kimse kimseyi baştan çıkarmıyor :)
Tamam evet hikaye güzel ama gerçekten biraz askıda kalmış gibi.Aynen benim gibi yazmışlar :))
Aklıma gelen hikayeleri hani bir heves yazıya dökmek istiyorum bana kalsa süper kitap olur :))
Ama işte detaylara girmeyi sevmiyorum hele hele King kadar kola şişelerinin yolda duruş şekline kadar yazamıyorum evet gözümün önüne getirebilirim ama yazıya gelince bakıyorum hep özetten gidiyorum yani olayı anlatıyorum sadece.
Thale filmide aynen böyle olmuş gibi.Bana soracak olursanız filmden kaptığım verdiği açık mesaj haricinde yani sırf yanlız kalmamak için,kendi hayatına arkadaşlık etmesi için efsanevi bir yaratığı bile üzerinde oynayarak değiştirmeye çalışıyor.
Toparlamak gerekirse ben vakit kaybı olarak görmedim.Sonuçta alışılmış Hollywood korku filmleri kadar değil evet ama yorumlanamayacak bir filmde değil bence.Bir filmin özetini izleyip boşlukları kendi hayal gücünüze göre doldurmayı severseniz hele benim gibi,eminim "iyiydi yaa değişikti yani" dersiniz ;)

Şimdiden iyi seyirler..Hoşçakalın ;)



Yorumlarınızı Bekliyorum ;)

9 Şubat 2013 Cumartesi

**Angel-A**

Yine eski bir filmden bahsetmek için karşınızdayım.2006 Fransa yapımı olan bu film Luc Besson imzasını taşıyor.Neden bu film derseniz adı pek duyulmamış olmasına rağmen oldukça güzel,duygulu ve romantik bir film.Onu ayrıca farklı kılansa filmin siyah-beyaz olması ama o kadar yakışmışki izlerken insan bu farkı unutuyor.
Andre yüklü miktarda borcu olan ve bunun karşılığında canını korumak pahasına hapse girmeye can atan,kendisiyle pek barışık olmayan ve sürekli kaybetmeye mahkum olduğuna inanmış bir adam.
H:erşey kendisiyle aynı amaçla köprü kenarına çıkmış oldukça uzun boylu ve güzel Angel-A'yla tanışmasıyla başlar.Filmin ilerleyişi hakkında pek detay vermeyi sevmem o yüzden burada kesmek istiyorum.

Ayrıca eklemek istediğim şey bazen insanın herşeyin bittiğine,artık çıkış yolunun tamamen kapandığına inandığı tüm bunlar için kendi beceriksizliğini,"şöyle yapsam olurdu işte" diye kendi kendini kemirdiği zamanlar olmuştur.Ama bizi bu durumdan kurtaran, "silkelen ve kendine gel !! Aynaya bak" diyen,her zaman bundan daha kötüsü olabileceğini söyleyen(buna züğürt avuntusu demeyin her zaman daha kötüsü vardır!).

İşte O'nlar bizim hayatımızdaki Angel-A'lar sizde onlara sıkıca tutunun ve asla bırakmayın ;)


Yorumlarınızı Bekliyorum ;)